ADRES
AKBELEN KÖYÜ MERKEZ / TOKAT
Akbelen, Tokat ilinin merkez ilçesine bağlı bir köydür.
Köyün batısında, eski belediye binası yanındaki tepelikte Helenistik ve Bizans dönemine tarihlenen ve yerel halkça "Gavur Mezarı" olarak adlandırılan nekropol alanı bulunmaktadır. Patrik ve Kilise Babası İoannis Hrisostomos'un sürgünde bulunduğu Komana Pontiki'de 407 yılında öldüğünde günümüz köyünün yakınlarındaki bir mezara gömüldüğü ve cenazesinin 28 Ocak 438'de Havariyyun Kilisesi'ne yeniden defnedilmesine kadar burada kaldığı sanılmaktadır. Amerikalı misyoner Henry John Van Lennep, 1854 yılında Tokat'a gelip misyonerlik faaliyetlerinde bulunmuş ve ülkesine döndükten sonra hazırladığı "Travels in Little-Known Parts of Asia Minor" adlı kitabında da Bizeri Manastırında İoannis Hrisostomos'un mezarı ile birçok kalıntının bulunduğundan bahsetmiştir. Benzer şekilde Fransız coğrafyacı ve yazar Vital Cuinet, 1880 yılı başından ölene kadar geçen sürede Anadolu gezilerindeki gözlemleri sonucu hazırladığı "La Turquie d'Asie, géographie administrative: statistique, descriptive et raisonnée de chaque province de l'Asie Mineure" adlı kitabında yerleşimin Tokat'taki antik merkezlerden birisi olduğunu belirtirken manastırın Gregoryan Ermenilerinin kullanıldığını, manastır içerisinde İoannis Hrisostomos'un naaşının bir süre kaldığı mezarının bulunduğu ve bu mezarın psikolojik rahatsızlıklara iyi geldiği düşünüldüğü için Hristiyan halk kadar Müslümanlar tarafından da ziyaret edildiği belirtmiştir.
Köydeki manastırın varlığı Bizans döneminde de burada kesintisiz bir yaşamın olduğunu göstermektedir. 1071 yılında yaşanan Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Selçuklular'ın Bizans topraklarına akınlar düzenlemesini müteakip Tokat şehrinin olduğu gibi köyde 1074 yılında Danişmend Gazi öncülüğünde Türk egemenliği altına alınmıştır. Yerleşim sırasıyla; Dânişmendliler Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti, İlhanlılar'a bağlı emirler, Eretna Beyliği, Kadı Burhâneddin Devleti hakimiyetinde kaldıktan sonra 1392 yılı gibi Tokat'la birlikte Osmanlı egemenliğine girdi. Yerleşimden bahseden Osmanlı dönemine ait en eski kayıt 1455 yılı tahrir defteri olup bu kayıtlarda yerleşimden "Bizeri" adıyla Tokat kazasının Cincife nahiyesine bağlı, Hristiyan nüfus ağırlıklı olmak üzere Müslüman ve Hristiyan halkın birlikte yaşadığı bir köy olarak bahsedilmiştir. 1455-1574 yılları arasında yapılan kayıtlara göre köyde 4 adette değirmen bulunmaktaydı. 1843 yılı Cizye Kayıtlarında "Bezeri" adıyla bahsedilen yerleşimde sadece 6 Ermeni cizye mükellefi bulunmaktaydı. Yerleşimden, 1871 ile 1880 yılları arasında hazırlanan Sivas Vilayet Yıllıklarında nahiye olarak olarak bahsedilmekte olup bu kayıtlara göre nahiyede kadın erkek olmak üzere 2102 Müslüman, 64 Hristiyan halk yaşamaktaydı. 1889-1928 yılları arasında dönem dönem nahiye konumuna ulaşan yerleşim sonrasında yapılan düzenleme ile tekrar köy statüsüne düşürülmüştür. 1914 yılında Gayrimüslim okullarıyla ilgili hazırlanan rapora göre o dönem nahiye olan yerleşimde, Bizeri Manastırı içerisinde hizmet veren bir Ermeni Mektebi bulunmaktaydı. 19. yüzyıl sonlarına doğru iyice azalan Ermeni nüfus, yeteri kadar tarihi kayıt bulunmamakla birlikte ya kendiliklerinden başka yerlere gitmişler ya da 1915 yılında yürürlüğe giren Tehcir Kanunu uyarınca yerleşimden uzaklaştırılmıştır. 1935 yılında yapılan nüfus sayımında yerleşim, Bizeri adıyla 1069 kişinin yaşadığı Tokat ilinin merkez kazasının Gökdere nahiyesine bağlı bir köy olarak geçmektedir. 18 Nisan 1999 tarihinde belde olan yerleşim, 2014 yılında 6360 sayılı kanun uyarınca yeniden köy olmuştur.
Köy, ilçe merkezine 20 km uzaklıktadır.